Bugün, gücünü sarsılmaz îmanından alan kahraman ecdadımızın, vatan ve mukaddesât uğruna eşsiz mücâdele vererek tarihe altın harflerle yazdığı Çanakkale Destanı’nın 108. yıldönümüdür. Bütün şehit ve şühedâmızı rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhları şâd, mekânları cennet, makamları âlî olsun!
18 Mart 1915’te Emperyalist güçlerin, İslâm’ın son kalesi olan Anadolu’muzu, işgâl, milletimizi imhâ etmek için giriştikleri vahşî hamle, Kahraman ecdadımızca akamete uğratılmıştır. Merhum Akif’in ifadesiyle, “Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ” olan “Tek dişi kalmış canavar” hükmündeki emperyalistlerin, kadîm bir medeniyeti topyekûn imhâ girişimleri tamamen boşa çıkartılmıştır. Dünyanın yenilmez addedilen donanma ve ordularına karşı şehâdet arzusuyla göğsünü siper eden şanlı yiğitlerimiz, düşmanın kibrini yer ile yeksân etmiştir.
Çanakkale; Mukaddesât için mücâdele etmeyi kutsal bir vazife addeden asîl milletimizin şanlı bir zaferidir. Çanakkale, millî ve manevî değerler uğruna şehît olmanın en âlî mertebe olduğuna inanan ve gencecik bedenlerini Ümmet-i Muhammed’in (as) harîm-i ismeti’ne siper eden şanlı bir neslin destanıdır.
Çanakkale, Hicaz’dan Balkanlar’a, Afrika’dan Kafkaslar’a kadar, kalpleri Allah aşkı ve ümmet şuuruyla yanan Müminlerin, “Bir duvarın tuğlaları” gibi birbirlerine kenetlendikleri yerdir. Çanakkale, Ümmet-i Muhammed’in (as) “Bir tarağın dişleri gibi” omuz omuza vererek, düşmanlara karşı mücadele ettikleri yerdir. Yemen’den Kosova’ya, Bağdat’tan Saraybosna’ya kadar bütün Müslümanların, “bir vücudun uzuvları” gibi birbirlerinin acılarını derinden hissettikleri yerdir. Çanakkale, ırkları, renkleri, dilleri, coğrafyaları farklı olmasına rağmen, inançları, gâyeleri ve yürekleri bir olan Müslümanların yekvücut mücâdele ve mücâhede ederek yan yana şehît düştükleri yerdir.
Çanakkale’de Allah için toprağa düşen o büyük kahramanlar, ezanımız susmasın, bayrağımız inmesin, harim-i ismetimize namahrem eller değmesin diye can verdiler. Üzerinde huzur ve güvenle yaşadığımız bu toprakları kanlarıyla ve canlarıyla savunarak bizlere vatan yaptılar. Yan yana şehâdet şerbeti içen o kutlu erler, o kınalı kuzular canları pahasına Çanakkale’yi düşmana geçilmez kıldılar.
Şimdi bizlere düşen görev ise Çanakkale ruhunu yüreklerimizde ve nesillerimizin bilincinde diri tutmaktır. Milletçe kenetlenerek ecdadımızın canı pahasına bizlere emânet bıraktığı bu büyük mirâsı ilelebet muhafaza ve müdâfaa etmektir. Şühedâ kanıyla yoğrulmuş bu azîz vatan topraklarındaki medeniyet varlığımızı ilmin, bilimin, sanatın, irfanın ve hikmetin ışığında, azim, sabır, güzel ahlâk, samimiyet ve kararlılıkla istikbâle taşımaktır.
Bu vesileyle, Vaizler Eğitim ve Kültür Derneği Yönetim Kurulu olarak, 1915’te Çanakkale’de verdiğimiz şehitlerimizi ve asırlar boyu dünyanın dört bir yanında şehâdet şerbetini içmiş olan bütün şehitlerimizi, rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. Dinimiz, mukaddesatımız, ezanımız, vatanımız, Milletimiz, bayrağımız, istiklâlimiz ve istikbâlimiz için tarih boyunca fedâ-i cân eden tüm şehitlerimize Allah’tan gani gani rahmet diliyoruz.
Dün olduğu gibi bugün de ülkemizin güvenliği, milletimizin huzuru, dünyada barış ve selâmetin temîni için azamî gayret gösteren kahraman ordularımıza ve tüm güvenlik güçlerimize nusretiyle ve kudretiyle yardım etmesini ve azîz milletimizi ilelebet pâyidâr etmesini Yüce Allah’tan niyâz ediyoruz. 18.03.2023
Ömer Faruk SERDAROĞLU
Ankara Başvaizi
Vaiz-Der Genel Başkanı
(Yönetim Kurulu Adına)
.