Yüce dinimiz, hayatın her anında dünya ve ahiret dengesini esas almıştır. Mâmafih, dünya ve ahiret dengesinin dünya lehine yitirilmesi, Müslümanları samîmî dindarlıktan uzaklaştırmakta ve onları sathî ve şeklî dindarlığa itmektedir. Diğer bir ifadeyle dünyevîleşmeye sevk etmektedir.
Dünyevîleşme ise İslam’ı ana kaynaklarından bağımsız olarak anlama ve anlatma biçimidir. Allah’a karşı bir nevî istiğnâ, tekebbür ve O’nun nimetlerini ve ayetlerini görmezlikten gelme ve nankörlük etme halidir. Dinin sürekli gündemde olduğu ve dînî değerlere atıfta bulunularak dinin daha da görünür olduğu İslâm toplumlarında erdemsizliğin zirve yapması da dünyevîleşmenin müşahhas bir tezahürüdür.
İslâm’ın hükümleri apaçık ortada iken, büyücü ve medyumların peşinden gitmek, kendilerini adeta peygamber yerine koyan sahtekârların sözlerine kanarak, güneş gibi hakikatlere sırtını dönmek, rüyalarla ve hayalî menkıbelerle avunmak, rastlantıdan ve tesadüften bahsederek aklı ötelemek, bid’at ve hurafelere sığınmak, bazı ay ve günlere uğursuzluk addetmek aklı başında ve samîmî hiçbir ferde yakışmayan inanç ve davranışlardır. Nitekim İslâm’da kişinin kendi menfaatlerini öne çıkardığı anlayışlar hoş görülmemiş aksine Kur’an-ı Kerim’de: “Sen kendi hevâ ve hevesini tanrılaştıran birini gördün mü?” (Furkan/43) ayetiyle yerilmiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığımız, İmam Hatip Liselerimiz ve ilahiyat Fakültelerimiz şüphesiz, ülkemizin ve milletimizin büyük ve çok önemli kazanımlarıdır. Bu kazanımlar, bugün dînî ve kültürel hayatımızın vazgeçilmezleridir. Yaklaşık bir asırdır, “İmam Hatip Mektebi, İmam Hatip Okulu ve İmam Hatip Lisesi” adıyla Türk Eğitim Sisteminde yerini almış olan İmam Hatipler daima madde-manâ ve dünya-ahiret dengesini gözeterek bilim, sanat, varlık ve hayata tevhîdî bir anlayışla bakan, tarihi ve kültürel mirasımızı özümseyen, bütün insanlığa faydalı olma şuuruyla yoğrulan, istikametini Kur’an ve Sünnet bütünlüğünde belirleyen, kadîm medeniyetimizin ihyâ ve inşasında sorumluluk alma azim ve kararlılığında olan nesiller yetiştirmeyi kendine misyon edinmiştir.
Bugün Ortaokul ve Lise olarak sayıları 5200 ‘e ulaşan İmam Hatip Okullarında bir buçuk milyona yakın öğrenci ve yüz binleri bulan eğitici ve öğretici mevcuttur. Toplumsal barış ve huzura hizmet eden bu eğitim kurumları, mümtaz ve mümeyyiz mazileriyle ülkemiz için olduğu gibi bütün İslâm âlemi için de birer model haline gelmiş, milletimiz tarafından sahiplenilmiş ve üzerinde mutabık kalınarak korunmuş ender kurumlardandır.
22.09.2021 tarihinde bir televizyon kanalında bu nezih kurumlarımız hakkında kamuoyunu yanıltıcı konuşma yapılması, yalan-yanlış bilgiler verilmesi ve çeşitli itham, iftira ve hakaretlerde bulunulması, üstelik bunların dinimiz adına yapılması, İmam Hatip ve İlahiyat camiasının fertleri olarak bizleri ziyadesiyle üzmüştür. Kim bilir, Celalettin Ökten, Nurettin Topçu ve Mahir İz gibi, yurdun dört bir köşesine İmam Hatip Okulu açılsın diye varını yoğunu ortaya koyan güzel insanların ve isimlerini bildiğimiz veya bilmediğimiz binlerce hamiyet-i diniye ve milliye sahibi büyüklerimizin aziz ruhları, İmam Hatip Okullarına yapılan bu ithamlardan, hakaretlerden ve iftiralardan ne kadar muazzep olmuştur!..
Bu vesileyle, yalan-yanlış bilgiler verilerek yapılan söz konusu konuşmayı kabul etmediğimizi, yapılan iftira ve hakaretleri şiddetle reddettiğimizi ve bu tür yaklaşımların toplumu ayrıştırmak ve tefrikaya düşürmek suretiyle muhtaç olduğumuz birlik ve beraberliğimize zarar verdiğini kamuoyuna ilân ediyor, aziz milletimize saygılarımızı sunuyoruz. 23.09.2021