Aziz Milletimiz, tarih boyunca Kur’an-ı Kerim’i ve Sünnet-i Seniyyeyi kendisine düstur edinmiştir. Bu minvâlde, Yüce Allah’ın, “Ey İman edenler! Eğer siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar.” hükmünü ve Sevgili Peygamberimizin (a.s) “Ellerinizle, dillerinizle ve mallarınızla cihad edin.” Emrini şiar edinmiştir. Din-i mübin-i İslâm’a gönül vermiş, hep î’lâ-yi kelimetullah aşkıyla yaşamıştır. Her dâim hak, hakikât, adâlet, barış, huzur ve hakkâniyeti yeryüzüne hâkim kılmaya çalışmıştır. Daima zalimlerin hasmı, mazlumların umudu ve kimsesizlerin kimsesi olmuştur. Cenâb-ı Hakk’ın nusret ve inâyeti de, devamlı aziz milletimizle beraber olmuştur. O’na sonsuz hamdü senâlar olsun! Peygamber Efendimiz’e sonsuz selât-ü selâm olsun!
Yüce Allah’ın, Türk Milletine lütfettiği nusret ve inâyetin müstesnâ örneklerinden biri, 26 Ağustos 1071 de, tarih sayfalarına altın harflerle yazılan ve Anadolu’nun ebedi Türk Yurdu olmasını sağlayan Malazgirt Destanıdır. Bir diğeri, en güçlü donanmalarıyla vatanımızı işgâl etmek isteyenleri sefil ve perişan eden Çanakkale Destanıdır. Bir diğeri ise tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen, hayâsızca gelen akınlara “dur!” denilen, Milli Mücadele ve özellikle de 30 Ağustos 1922 tarihli Büyük Taarruz’dur. Şanlı Türk Tarihinin şeref levhaları hükmündeki nice zafer ve destanlar da bu listeye dahildir….
Şüphesiz, bu şanlı zaferlerin kazanılmasında, milletimizin en büyük gücü Allah’a olan imânı ve mukaddesâtı uğruna mücâdeleyi şeref bilen inancı olmuştur. Esâreti kabul etmeyen karakteri ile sahip olduğu birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhu da en bariz dayanağı olmuştur.
Unutulmamalıdır ki, tüm bu zaferler, Necip Milletimizin asla esir alınamayacağının, vatan topraklarımızın asla işgal edilemeyeceğinin, ay yıldızlı al bayrağımızın semâlardan asla indirilemeyeceğinin ve gök kubbede yankılanan Ezân-ı Muhammedimizin (a.s) asla susturulamayacağının bütün dünyaya kesin bir ilânıdır.
O halde gururla andığımız şanlı tarihimizden gerekli dersleri çıkarmalıyız. Bu meyânda, birlik ve beraberlik duygularımızı pekiştirilmeli, ortak değerler etrafında kenetlenilmeliyiz. Fitne ve fesat tohumları ekmek isteyenlere karşı uyanık olmalıyız. Her zamankinden daha fazla el ele, omuz omuza, gönül gönüle vermeliyiz. Kardeşlik ahlâkı kuşanmalı, birlik ve beraberlik ruhunu daha güçlü kılmalıyız. Bu toprakları asırlardır İslâm Diyarı kılan fetih ruhunu daima diri tutmalıyız. Mukaddes değerlerimize sahip çıkmalı, bu değerlerin gelecek nesillere aktarılabilmesi için çalışılmalıyız. İstiklâl Marşımızın,
“Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.”
Mısralarında anlatılan asil ruha uygun, vatan sevgisi ile dopdolu, gerektiğinde vatan, millet ve mukadesât için gözünü bile kırpmadan şehâdete koşacak imânlı nesiller yetiştirmeliyiz.
Bu vesileyle, Vaizler Eğitim ve Kültür Derneği Yönetim Kurulu olarak, canları pahasına bu toprakları vatan olarak bize armağan eden, kahraman ecdadımızı, dinimiz, milletimiz, vatanımız, ezanımız, bayrağımız, istiklâl ve istikbâlimiz için fedâyı can eden tüm şehit ve gazilerimizi büyük bir şükrân ve minnetle yâd ediyoruz. Yüce Allah’tan kendilerine gani gani rahmet ve mağfiret diliyoruz. Ruhları şâd, mekânları cennet, makamları âli olsun!
26.08.2023
Ömer Faruk SERDAROĞLU
Ankara Başvaizi
Vaiz-Der Genel Başkanı
(Yönetim Kurulu Adına)